25 Ekim 2010 Pazartesi

Sonbahar Kabaklari ve genel olarak kabakgiller'e bir bakis (Cucurbitaceae)


Son zamanlarda cesitli renk ve boylarda  bazen hilkat garibesine benzeyen kabaklar gormussunuzdur. Kabakgiller(Cucurbitaceae) ailesi yaklasik 120 tur ve 800 cinsten olusmakta olup aslinda meyvedir. Ilginc bir sekilde kavun, karpuz, hiyar, esek hiyari, acur’da bu aileye dahildir. Turkiye’de 3 tur ve 8 cins kabak var ise hizla cinsler artmaya baslamistir.
Balkabagi Amerikan yerlileri tarafinda cekirdegi de dahil olmak uzere tuketilen bir bitkiyken, Kristof Klomp ile 16.yuzyilda Avrupa’ya gelmistir. 1786’da Kralin Versay Bahcesi’nde 258 tur mevcut olup bunlarin cizimlerinin bulundugu bir kitap yayinlanmistir. Bal kabagi uzunca sure en olgun haline ulastiktan sonra yani turuncu olarak kullanilmistir. Avrupa'da kis kabaklari adiyla anilirlar. 18.yuzyilda italyanlar kabagi olgunlasmadan yeme fikrini ortaya atmislar, bizim bildigimiz yesil kabak boyle ortaya cikmis. Fransa’da 1930’lara kadar yesil kabagin adi italyan kabagiymis. Guney Fransa ve Turk Mutfaginin bas kosesine yerlesmis oldugunu dusununce ne kadar gec kesfedilmis aslinda diye sasirmadim degil..

Kabak cinslerine bir goz atalim.
1-Cucurbita pepo’lar :
Bal kabagi/ Citrouille /Pumpkin: Bildigimiz bal kabagi ,15/50 kilo arasi degisen sari veya turuncu etli, disi sert ve turuncu yesil arasi degisen, yuvarlak hafif basik formludur. Sindirella’nin balkabagi’na donusen arabasi olarak basrol oynamisligi vardir. Cadilar bayraminda  fenerler yapilan  koca kabaklari sevmemek mumkun mu? Bu cinsi daha cok tatli yapiminda kullanilir. Bizde kabak tatlisi, yurtdisinda kabakli tart en populer olanlar.



Sakiz kabagi/ Courgette-Courge : Bildigimiz aciktan koyu yesile degisen ve sari renklerde, uzun silindir formunda sakiz kabagi. Girit kabagi denen yuvarlak formlularda mevcut.  Bu kabaklarin anasi devasa koyu yesil olan kabaklarmis. Bizim acik yesil renkli kabak hibridmis, halbuki ben tam tersi oldugunu dusunmustum. Tum dunayda sebze olark tuketilir.


 

Spagetti kabak/courge spagetti : Oval formda parlak sari kabukludur. Ozel bir tur oldugundan geleneksel kabaklar gibi pisirilmez. Butun olarak suda(30/45 dk arasi) yada buharda(30 dk) pisirip sonra catalla lif lif ayirarak yenir, bu haliyle spagettiye benzer ve adini buradan almistir. Lif lif ayirdiginiz spagettileri azicik kremayla yada yagli yogurtla  karistirirak lezzetli bir yemek elde etmeniz mumkun. Sebze olarak kullanilir tatli yapilmaz.



Patisson :  Cok lezzetli baska bir tur kabak. Enginar tadindadir. Kabugu nerdeyse beyaz ucuk yesil yada sarimsi olabilir. Yayvan ve ondule kenarlari ile bir bereye yada ucandaireye benzer. Sakiz kabagina alternative sebze  olarak kullanabilir.
2-Cucurbita moschata’lar :


Courge butternut. Pisince agizda tereyagi kivaminda ve tadinda olan bir kabak, adini bu tattan almistir.  Rengi bej, roze olup alttan sismanlayan silindir buyukce bir armut formundadir. Eti parlak turuncu ve cok lezzetlidir. 1 kilo civari oldugunda  4 kisilik bir aileye bir tanesi yeter.  Hem tatli hemde yemek yapiminda kullanilabilir.

Courge musquée de provence: Bej renkli olup helvaci kabagina benzer.
 3-Cucurbita maxima’lar :


Potiron/reiesen-kurbis :  1  ila  50  kilo arasi degisen capi bazen 1 metreyi bulabilen bir kabak turu. Kabugu sari, yesil ve hatta parlak kirmizi olabilir. Eti lifli ve turuncudur. Turkiye’de yaygin olarak tatli yapiminda kullanilir.
Potimarron/red kuri squash/hokkaido-kurbis : Japonya kokenlidir. Kabuguyla pisirilip yiyebileceginiz besin degeri potironun 3 kati ve  kestane tadinda bir kabak turudur. Turuncu buyuk bir topaca benzer , genellikle tugla rengindedir. Bal kabagina gore daha az suludur ve cok kalin kabugu vardir. Soyamazsiniz zaten soymaniza da gerek yoktur kabuguyla beraber yenir. Hem tatli olarak hemde yemeklerde, corba yapiminda kullanilir.
Turk turbani/Giraumon : Turkiye'de bulunmayan bu turun adi Turbanli kabak, Turk turbani yada turk bonesi adlariyla anilir ve en komikleri herhalde. Cok dekoratif oldugundan genellikle dekorasyonda kullanilsada afiyetle yenebilir. Pisince kadife yumusakligindadir fazla olgunlari un gibi olabilir. Lezzetli bir turdur.  Elimdeki tohumlara gozum gibi bakiyorum seneye yetistirmeyi deneyecegim bakalim sonra isteyene tohum yollanir.

4--Sus kabaklari cirtullus colocynthis : En eglenceli olanlar ve yenilmesi tercih edilmeyenlerdir. Iceriginde bolca cucurbitacines oldugundan tadi kekremsidir.


 


sarilarin adi pomme d'or(altin elma), yesil beyaz cizgili sweet dumpling

5- Lagenaria siceraria/Su kabaklari calebasse, gourde/calabash/ Flaschenkürbis : Insanoglunun en eski dostlarindan. Antik caglardan beri kap kacak olarak mutfakta ve muzik aleti yapiminda kullanilmis olup  kokeni Afrika’dir. Sebze olarak yenebilir.


Kullanim alanlari, saklanmasi
Yaz kabaklarinin cicekleri corba yada dolma yapilarak, korpeleri cig olarak yenilebildigi gibi kabaktan corba, kavurma,  kizartma, kek gibi cok cesitli yemek yapilir.
Kis kabaklarindan corba, tart, kek, recel, chutney, graten, kori yemekleri  yapiminda kullanilir, unutmayin kendileri sebzeler sinifindan olsa bile aslinda meyvedir ve domates gibi her girdigi yemeyi neselendirir. Tuzlu suda kabak cok su salacagindan cok az suyla pisirilmelidir. Yeni tur kabaklari oldugu gibi kaynayan tuzlu suya atarak pisirebilirsiniz. Ornegin kucuk  patisson 30 dkda, spagetti kabagi yaklasik 45 dkda pisecektir. Pisirme suresini kisaltmak isterseniz buharda 20/30 dk,  uzerinde patlamasini onlemek icin delikler actiktan sonra 180 dereceye isitilmis  firinda yine 20/30 dk da pisirebilirsiniz. Kis kabaklarina en cok yakisan baharatlar sarimsak, zencefil, cevzi bevza, karanfil, maydanozdur. Kis kabaklari ilkbahara kadar serin ve karanlik bir yerde muhafaza edilebilir. Yaz kabaklari vitaminin cabuk kaybettiginden ancak dondurarak saklanmalidir.
cabucak cimlendiler suyu ve sicagi seviyorlar

Kabak ailesi yetistirilmesi cok kolay bitkiler grubunda, yaz basi ektigimiz iki kok hala kabak vermeye devam ediyor iki aile ayrica arkadaslarimiza dagitmamiza ragmen bitiremedik.  Kabak ciceklerinin bir kismi disi bir kismi erkek. fark cok bariz!!  insana ozgu ozelliklerle karsilastirarak anlayabilirsiniz. Dollenen disiler kabaga donusurken erkekleri dolma yapiminda kullanabilirsiniz. Farkli cinslerde kabak ekenler tozlasmayi onlemek icin dollenmeyi elle kendileri yaparlar. Erkek cicegin tozlari disiye nakledilip cicek bir ipe kapatilir ve tup bebek kabak ortaya cikar...


erkek cicek


bebek girit kabagi



disi cicek

nemden dolayi oÏdium hastaligina yakalanmis kabak yapragi

Bal kabaginin cekirdeklerini 15 dakika suda bekletip sonra uzerindeki artiklardan arindirmak icin yikayin. 150 dereceye isitilmis firinda 40 dakika arada karistirirak kurutun, tuzlayin kis geceleri citlemeye cekirdeginiz olsun.
Kabaklarin kalorisi dusuk ve beslenme acisindan cok zengin vitamin, mineral kaynadigir. Bagirsak dostu oldugu gibi kalp ve bazi kanser turlerini onleme ozelligi vardir. Bebeklerinize yazin sakiz kisin balkabagi yedirmeyi unutmayin.

             Aix-en Provence pazari'nda esprili bir sunum

Cherbourg Pazari'nda cicekler kabaklardan daha cok

Berceste sorulan sorularin bir kismina guzel bir sekilde cevaplari blogunda yazmis, kabak cekirdeginin hos hikayesi icin tik tik...


20 Ekim 2010 Çarşamba

Ebegumecigiller ( Malvaceae) ve Malva Sylvestris


Malva Neglecta Kucuk Ebegumeci alt ve ust fotolar
                             
                                      
Etrafa dağılan tohumlarıyla her sene ekilmemiş arazileri, yol kenarlarını bazen bahçelerimizi susler buyuk ebegumeci(malva slyvestris). Yaklasik 100 civarinda kuzeni vardır. En yakın kuzenleri lavatera arborea (la mauve royale), alcea rosea (rose trémière gulhatmi),  althaea officinalis (guimave)  ve bu yazıya ilham olan Berceste'nin hibiskusu olup bamya, pamuk ile de akrabadır. Canlı pembe üzerine mor çizgili çiçekleri ile diğer ebegümeci cinslerinden ayrılır. Küçük ebegümeci Malva neglecta’nin çiçekleri beyaz uçuk pembe arasıdır. Ikiz kardeşler kadar birbirine benzemelerine rağmen  Malva alcea kalkerli, Malva moschata silisli toprakları sever oysa disardan bakinca tek farklari birinin çiçekleri diğerine gore daha büyük olmasidir. Ikisini birbirinden ayırt etmek için uzmanlar çiçeğin içindeki minik balkabağina benzeyen içe bakarlar.



lavatera arborea Mauve royale


Sol sag fotolar Gulhatmi (Rose trémière )Alcea rosea


*

Antik caglarda ebegumeci ilac olarak oldugu kadar mutfakta sebze olarak siklikla kullanilmistir. Romali'lar korpe yapraklarini salatalarda kullanmislardir. Pitagora gore bu bitki tutkuyu azaltir, karnimizi ve ruhumuzu ozgurlestirir. Pline’l’ancine’e gore duzenli kullanimi bagisiklik sitemini guclendirir. Yunanli   doktor Dioscoride’e gore bagirsak, safra kesesi, bocek sokmalari, yaniklara ve kesiklere karsi ebegumeci ilactir. Ronensans’a kadar saltanatini surdurmustur. Modern tip ebegumecinin yararlarini kanitlamistir. Icerdigi salyamsi madde sakinlestirici ve yumusaticidir. Bu nedenle ebegumeci koku bebeklerin dis cikarma donemlerinde kemirmeleri icin ellerine verilir. Zengin potasyum icerigiyle bobreklere yardimcidir. A,B,C ve E vitaminlei ile flavonoidlerden acisindan da zengindir bu yuzden antienflamatur, anti viral, ve anti alerjiktir. Icerigindeki anthocynine mavi renk vericidir ve antioksidan olup yaslamanya karsi kullanilir. Vazgecilmez bir sebzeyken sofralarimizdan kaybolmasini jelatinimsi maddesi yuzunden, ayni bamya gibi salya birakmasindan olmali.

Bugun bitki caylarina karistirilarak kullanilir. Turkiye’de bazi yorelerde kucuk ve buyuk ebegumecinin yemegi yapilir yenir. Hangi yemeklerde kullanildigina iliskin daha fazla bilgi icin Tijen Inaltong Mutfaktaki Yaban'a basvurmaniz onerilir. Ayrica hemeopati'de kullanilir. Benim onunla ilk tanismam Antalya’da gerceklesti. Universite birinci sinifta hemen uclu kiz grubumuzu olusturmustuk. Ikimiz Istanbul’lu ucuncumuz Antalya’li idi. Subat tatilinde evine geri dondu ucuncu. Biz kaldik Istanbul’da, ne yapalim Guney’e gidelim dedik. Atladik otobuse ver elini Antalya, gardan sehir merkezine minibusle gittik. O zaman cep telefonu filan yok sokak kulubesinden ucuncu arkadasi aradik, sen bize ne zaman istersen gel demistin hala teklif gecerli mi diye? Kizcagiz tabi nerden tahmin etsin gelin tabi dedi. Iyi o zaman biz Antalya merkezdeyiz gel bizi al dedik. Sessizlik oldu mu telefonda hatirlamiyorum cok guzel bir hafta gecirdik. Anne ve babasi iyi ve kibar insanlarmis bizi kapi disari etmediler. Geceleri Tanita Tikaram dinleyip sabahlara kadar konusurduk. Annesi bir gun bize bol limonlu ebegumeci yemegi yapti ve ben bu tatil gibi o yemegi de hala unutamadim. Sonra gun oldu yillar gecti hayalimdeki bahceme kavustum. Bahcemde doganin bana armagani yabani bitkilerin adlarini bulmaya calisirken guzelim pembe ciceklinin ebegumeci oldugunu tahmin bile edemezdim. Kendiliginden yetisen bu guzel cicek icin kuslara yada tohumlari topraga getirmis olan ruzgara tesekkurler. Cicekleri hala acmaya devam edip ruhumu oksarken ayrica yapraklarindan dolma saracagim gunu dusluyorum simdilik.



Buyuk ebegumeci Malva Sylvestris fotolari
Latince adi: Malva Sylvestris
Fransızca adı : La grande mauve, fausse guimauve, here à fromage, malva, mauve sauvage
Ingilizce adı :Common mallow, high mallow
Almanca adı: Grobe Kasepappel
Ailesi : Malvaceae Ebegumecigiller
Ciceklenme donemi : Mayis, agustos arasi
Cok gzeul bir buyuk ebegumeci cizimi icin burayi tiklayin.Tesekkurler Meyvelitepe

                                             Ikiz kardeslerin fotograflari asagida ;
Malva Mochata ve Alcea alt ve ustteki fotolar



14 Ekim 2010 Perşembe

Hazan Güneşi: Kasımpatı


Fotoğraf Beste'den

Yazın olmazsa olmazı nasıl ortancaysa, sonbaharınki de hiç kuşku yok kasımpatıdır. Neşeli bir hay huy içinde geçen yaz mevsimi, yerini sonbaharın giderek grileşen havasına bıraktığında bulutlar ardında saklanan güneşin hayat dolu ışığını özleyiveririz. Galiba ışığa dönen pervanelerden çok da bir farkımız yok. İşte tam da bu puslu hazan günlerinde açar kasımpatılar, rengarenk ışıklı çiçeklerle güneşin boşluğunu doldurmak onların işidir, bana kalırsa onlar hazan güneşidir.

Lakin sonbaharda çiçek açmak öyle her bitkinin harcı değildir. Bunu başarmak için ilkbahar, yazın yavaş yavaş yükselen sıcağına da, sonbahar, kışın giderek artan serinliğine de ayak uydurabilmek gerekir. Kasımpatılar ılınan havalarla birlikte peşpeşe açan diğer çiçeklerin aksine ışıklı günlerde yapraklarında ürettiği bitki şekeriyle adeta ışığı depolar ve içimizi açacak rengarenk çiçekler için sonbaharı sabırla bekler. Günümüzü aydınlatsalar da aslında uzun gecelerin çocuğudur onlar, çiçek açabilmek için yirmidört saatin en az onikisini karanlıkta geçirmek isterler. Bu yüzden uzun yaz günlerinde çiçek açmadan büyür, boylanır ve günler kısalıp da içimizdeki ışık özlemi büyüdüğünde çiçeklerine sakladıkları güneşle bizi şaşırtır, mutlu ederler.

Papatyagiller (Asteraceae veya Compositae) ailesinden gelen bu alçakgönüllü, ışık saçan çiçeğin masal prenseslerini kıskandıracak, dünyanın en eski kültürlerinden biri olan Çin kadar eskilere ve kırlardan saraylara uzanan ilginç bir öyküsü vardır. Rivayete göre, ilk kez 15. yüzyılda Çin’de küçük sarı çiçekleriyle şifalı bir bitki (Chrysanthemum hortorum) olarak yetiştirilen kasımpatı, gel zaman, gi
t zaman hemen her bahçeyi süsleyen yakınları papatya, yıldız (aster) ve ayçiçeğinin aksine, yalnızca soyluların bahçesinde ekilir hale gelir ve yakın geçmişe kadar da bu gelenek bozulmaz. Hatta öyle ki, Çin’de sonbaharın simgesi sayılan bu çiçek, erik çiçeği (kış), orkide(bahar) ve bambuyu da (yaz) içine alan Soylu Dörtlüden biri olarak kabul edilir. Konfüçyüs dahil bir çok düşünüre ilham vererek Çin sanatında da özel bir yer edinir. Uzun ömür ve bilgeliğin simgesi olarak kabul edilen çiçeğimiz, bu ününü kıyısında kasımpatı yetişen gölün suyunu içtikleri için 130 - 140 yıl yaşadıkları söylenen "Nanyang" bölgesi halkına ve efsanelere borçludur. Çin kültüründe şifalı sayılan bu çiçeğin taç yapraklarında biriken çiğ tanelerinden yapılan iksirin yaşam enerjisini güçlendirdiğine ve yenilediğine, hatta bir efsaneye göre ölümsüzlük verebildiğine inanılır. Bugün hala Çin’de ay takvimiyle her 9. ayın, 9. günü kutlanan Çifte Dokuzlar bayramında (güneş takvimiyle 26 Ekim), hibrid doğası nedeniyle renkleri ve çeşitleri insanoğlunun hayalgücüyle sınırlı olan bu çiçeğin güzelliğini seyretmekle yetinmeyen halk, bu günü kasımpatı keki yiyerek, uğurlu kasımpatı şarabı içerek kutlar ve taze taç yapraklarından da gelecek yılın şarabını hazırlar. Kasımpatı şarabının alternatifi ise yazın hararet gideren, kışın ise soğuk algınlığının üstesinden gelen çayıdır. Bitkinin sadece çiçek kısmının 10 dakika kaynar suda demlenmesiyle hazırlanan çay, isteğe göre bir kaşık kurtüzümü (gojiberry) ve şeker ilavesiyle zenginleştirilerek zevkle içilir.
Chung Yeung Festival / Çifte Dokuzlar festivali

Dördüncü yüzyılda Kore üzerinden Japonya’ya geçen ve yine efsanelere konu olan kasımpatı, ilginçtir ki, orada da alelade bir çiçek olarak kalmayıp M.S. 910 yıllarında ülkenin milli çiçeği olarak kabul edilir. Onaltı yapraklı altın kasımpatı Japon imparatorunun arması ve en yüksek onur nişanının da simgesi olur. Japonya’nın en eski beş kutsal bayramından biri olarak kabul edilen Milli Kasımpatı Günü ya da halk dilindeki adıyla mutluluk bayramı günümüzde de tıpkı Çin’de olduğu gibi 9. ayın 9. gününde kutlanır.

Onyedinci yüzyıl sonlarında ilk kez Hollandalıların eliyle Avrupa’ya geldiğinde şanını de beraberinde getiren kasımpatı, Yunanca’da altın çiçek anlamına gelen “Chrysanthemum” adını alır. Doğu kültürlerinde uzun ömür ve mutluluğu çağrıştırmasına karşın, ne yazık ki batıdaki bir çok kültürde "son" ile bağdaştırılır. Belçika, İtalya, ve Avusturya’da yas günlerinin çiçeği olarak kabul edilen beyaz kasımpatı, Fransa’da da aynı kaderi paylaşır.
Bu fotoğraf da Berceste'den

Yaşamın ya da ölümün simgesi de olsa kasımpatı papatyaya benzer, alelade sarı bir çiçek olarak çıktığı yolda, bugün artık taç yaprağı biçimine göre 13 sınıfa ayrılmış üçbine varan zengin çeşidiyle bir çok kültürün vazgeçilmezleri arasına girmekle kalmayıp neredeyse en çok çeşidi olan çiçek ünvanının da sahibidir. Japonya’da imparatorluk tahtına adını ve şeklini veren kasımpatı, oradaki çiçek takviminde Eylül, İngiliz takviminde ise bizde olduğu gibi Kasım ayını simgeler.

Doğu tıbbında vertigo’dan gribe, katarakttan depresyona kadar çeşit çeşit hastalığın iyileştirilmesinde kullanılan ve ömrü uzattığına inanılan kasımpatının yenebilir türlerinin (
Chrysanthemum indicum + C.morifolium) taç yaprakları salatalarda, çorbalarda, balık yemeklerinde ve diğer sebzelerle kullanılır. Öte yandan, “Pyrethrum” adıyla bilinen iki çeşidinin (C. cinerariifolium ve C. coccineum) kurutulmuş çiçekleri ise böcek öldürücü olarak kullanılmakta, fakat bu ilacın organik olmasına karşın insanlar için de böceklere olduğu kadar zararlı olduğu önemle belirtilmektedir. Bu iki türü kadife çiçekleri gibi böcek savar kardeş bitkiler olarak bahçelere, özellikle de brokolinin yanına ekilebilmektedir.

Asya’dan dünyanın dört bir yanına dağılmış kasımpatının meraklıları tarafından günümüzde kurulmuş pek çok dernek, birlik var. Bu bitkiyi bahçelerde, saksılarda yetiştirmek isteyenler için kuşkusuz en iyi yöntem, bu deneyimli yetiştiricilerin bilgilerinden yararlanmak. Kasımpatıların tohumdan üretilmeleri nispeten biraz zahmetliyse de çelik ve kök ayırarak yetiştirilmeleri çok kolay. Ekimi için en uygun zaman bahar ayları, fakat geç kalanların Temmuza kadar şansı olduğu söyleniyor. Her türlü toprakta yetişebilen kasımpatı, her bitki gibi hayvan gübresi, çürümüş yaprak ve ağaç yosunu içeren humus karışımına kayıtsız kalamıyor ve coşuyor. Çeliklerin veya fidelerin ancak kökün boyu kadar derine ekilmesi gerekiyor. Küçük saksılarda biraz büyüyüp güçlendikten sonra kalıcı yerlerine taşınıp 40 cm arayla ekilir ve yeterli drenaj da sağlanırsa hem çiçekleri, hem de yetiştiricileri keyifleniyor. Çiçek verimini artırmak için ise Temmuz ayında boyu 25 cm’yi geçen sürgünlerin 10-15 cm kalacak şekilde budanması tavsiye ediliyor, böylece bitkiler kısa, çiçekler bol oluyor. Büyük çiçekli türlerde kesimden sonra büyüyen en sağlıklı dalları belirleyip onlara bir daha dokunmamak meraklıların tercih ettiği bir yöntem. Diğerlerinde ise ilk kesimden sonra, tomurcuklanmadan önce uzayan dalların tepelerinin alınması daha fazla dalllanma ve çiçeklenme sağlıyor. Çiçeklenme dönemi biten bitkiler çok yıllık olduklarından kışın çok soğuk olan yerlerde dipleri bolca samanla örtülerek korumaya alınıyor ve diplerden yeni sürgünler çıkıncaya kadar da budama yapılmıyor. Tomurcuklarını hazırlamış bir kasımpatı yaz aylarında budanırsa sonbaharda çiçek açamıyor.

Kasımpatının çok uzun hayat ve evrim öyküsünü bir sayfaya sığdırmak kolay değilmiş. Bu yazı sebebiyle çok sevdiğim ve her sonbahar açmalarını özlemle beklediğim kasımpatılar hakkında bilmediğim pek çok şey öğrendim. Sonbahar doğadaki değişimin en hızlı, en gözle görülür hali; oysa değişebilmek de, değişikliklere alışmak da her ne kadar mecburi de olsa zordur. Belki de bu yüzden sonbahar mevsiminde biraz ışık desteği hiç fena olmaz, hatta işimizi kolaylaştırabilir. O halde ne duruyoruz, bırakalım her rengi ve çeşidi ayrı güzel hazan güneşi loş, kasvetli günlerde gözümüzü, gönlümüzü açsın, canlı renkleriyle ruhumuza neşe ve mutluluk katsın, yuvamızı da, içimizi de ısıtsın. Hatta bir kaç taç yaprağı ister şarabımıza, ister çayımıza, ister suyumuza katılsın, mutlu sofralarda sağlıklı, uzun ve güzel ömürler şerefine içilsin.

Kaynaklar: (Tarifler yazı içindeki ve aşağıdaki son iki linkte bulunmaktadır. )
Cultural China
Home Production of Pyrethrum
The Amazing ChrysanthemumKing’s mums
School of the Seasons
Wikipedia
The Theosophy Trust, Memorial Library
Chinese Chrysanthemum Hot Pot
Chrysanthemum Flower,Ju Hua or Flos Chrysanthemi,Apply and Modern Researches.... (Bu zengin sayfa, bitki hakkındaki botanik ayrıntılı bilgilerin yanısıra, tedavi edici özelliklerini ve çeşitli tarifleri de içeriyor, kek “Chrysanthemum Cake:Ju Hua Gao” dahil.)


10 Ekim 2010 Pazar

Sinek yada gelin mantari (amanita muscaria)


 Bu fotojenik mantarın fotoğrafını geçen hafta otoyol kenarındaki ormanın eteklerinde çektim. Otoyoldan geçen  vızır vızır arabalara karşı tüm ihtişamıyla istifini bozmadan etrafı süzüyordu. Zorlukla yanına tırmanıp denklanşöre basırverdim. İsmi latince amanita muscaria, Türkçesi sinek başk bir ismiyle gelin mantarı, Fransızca sinek öldüren amanit anlamına gelen Amanite tue-mouches, İngilizce adı fly agaric, almancası ise Fliegenpilz. İsmi üzerine konan sinekleri öldürdüğünden sinekle ilişkilendirilmiştir. Bugün bir çok yerde halen sütte mantari bekleterek sinek öldürücü olarak kullanılmaktadır. Asitli toprakları seven bu mantarı özellikle huş ağacı ve kozalaklı ağaçların düşmüş yapraklarının altında bulabilirsiniz. Alttaki fotoğrafta gelişme aşamasında top gibi, sonrasında açılıdığında çapı 20 cmyi bulabiliyor. Şapkası parlak kırmızı yada koyu turuncu olup üstünde beyaz, krem arası noktacıklar var. Mantarın gövdesi ve lamelleri beyazdır. Zehirli bir mantar türü olup özellikle çocukları öldürebilir. Büyüklerde halüsinasyon görmelere yol acar. Dikkat Amanite ailesinin diğer üyeleri ölümcül derecede zehirlidir.


Bu görkemli mantar haliyle çocuk masallarının/kitaplarının vazgeçilmez mantarıdır. Alis Harikalar Diyari'nda adlı kitapta başrollerden biri onundur. Bir rivayete gore yazarı birazcık bu mantarlardan yiyip gördüğü halüsinasyonlari romana cevirmistir.


Yine guzel Pamuk Prenses ve yedi cuceler  bu guzel mantarların yanında resmedilir.


Fotograf http://fr.wikipedia.org/wiki/R%C3%BCbezahl alınmıştır. Moritz Von Schwind tarafindan resmedilmiştir.
Resimdeki Alman folkloru ve masallarında yer alan cüce cin Rubezahl'dir.  Pagan zamanlardan kalma hikayede, Rubezahl dağların havasının efendisidir. Beklenmedik bir biçimde yada oyun olsun diye güneşli bir günde dağdan aşağıya şimşekler, yıldırımlar, yağmur, sis ve kar yollar. Elinde fırtına çıkartmaya yarayan uzun bir dal ve peleriniyle bastığı yerleri titreterek gezen bu cinin yanında hep bizim meşhur güzel mantarımı vardır.  Yine Alman folklorunda Tanrı Waton ve havarileri şeytanlardan kaçmak için ormandan geçerken atın ağzında sinek mantarı olurmuş. Noel zamani gonderilen kartpostalarda hep bizim guzel mantarimiz yer alir.



Siberya'da, Kamcatka, Kafkas ve Ural'larda şamanik ayinlerde öteki dünyayla ilişkiye geçmek için şamanlar bu mantardan yerler ve rituellerini gerçekleştirirmiş. Etnobotanist Jonathan Ott hem Noel Baba'nın giysinin sinek mantarından esinlenerek kırmızı beyaz olduğunu söyler hemde Noel Baba'nın çoraplara koyduğu oyuncakların hikayesini sinek mantarına bağlar. Şöyle ki Siberya'da kullanılan yurt'ların tepesinde dumanın çıkması için bir delik bırakılırmış. Çoraplarına doldurduğu sinek mantarlarını kurutmak için Şaman bu delikten süzülüp içeri girer ve çorapları ateşin yanına bırakırmış. Buradan devamla Noel'de şömine üstüne halen hediyeler için çoraplar asılır.  Türklerin geçmişte yurtlarda yaşadığı ve şamanist olduğunu gözardı etmeyelim. Kimbilir belkide şimdi ilginç bir obje muamelesi yaptığımız sinek mantarına atalarımız zannettiğimizde daha yakındı.  Ben bu yazıyı yazdıktan sonra orman gezintilerimizin birinde koloniler halinde karşımıza çıktılar. Gerçekten çok güzeller.


Fransız folklorunda varolan ormanda yaşayan küçük perilerin  evi sinek mantarıdır. Çocukların masum dünyasında, oğlum perileri aramaya girişti ama mantara dokunmaması gerektiğini biliyor.  Antik Roma'nın favori zehir olarak ve cadıların büyülü iksirlerinde hep bizim sevimli mantarımız kullanilirmiş. Laponlar ren geyikleri sürülerini biraya getirmek için tuzak yem olarak kullanırlarmış.


Çok aramama rağmen, Türkçe neden gelin mantarı dendiğini yada hikayelerini bulamadım.

Bu fotojenik mantardan esinlenerek Carsten Holler'in yaptığı enstelasyonu görmek için tik tik.

Bu linki tiklayarak sinek mantarının üç günde nasıl büyüdüğünü görebilirsiniz. http://www.youtube.com/watch?v=8s_fpRUqpuE

BU MANTARLAR FRANSA NORMANDIYA'DA  FOTOGRAFLANMISTIR.

Kaynaklar: 1-"Reconnaitre les champignons, les plantes et baies sauvages" une partielle de l'encyclopédie Hachette Collections
2-http://www.istanbulu-seviyorum.org/e-kitaplik/mantar/mantar.htm#MANTARLARIN YAPISI
3-Gardenology Amanita Muscaria